Teknoloji

Çip sektöründeki rekabet yarışı, ülkelerin stratejik hamleleriyle hızlanıyor

YENİ SEVGİ CEREN GÖKKOYUN – Çağdaş teknolojilere güç veren yarı iletkenlerde fırsatları kaçırmak istemeyen ülkeler, bu alandaki jeostratejik atılımlarıyla küresel rekabette öne geçmeye çalışıyor.

Yarı iletken branşı, teknolojiye yön vermek isteyen ülkeler arasındaki ticari ve coğrafi gerilimlerin odak noktası olmaya devam ediyor. Trilyon dolarlık bir pazara giden çipler, giderek yoğunlaşan bir teknoloji “soğuk savaş”ın merkezinde yer alıyor.

“Mikroçip” olarak da bilinen yarı iletkenler, günümüzün birbirine bağlı dünyasının bel kemiğini oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda ülkelerin ortasındaki ticari gerginliğin unsurlarından biri haline geldi.

Danışmanlık firması McKinsey’e göre geçen yıl 580 milyar dolar kaydeden çip pazarının 2030’a kadar 1 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Teknolojiye taraf olan ülkeler çip üretimi konusunda büyük yatırımlar yapıyor olsalar da dünyada kendi kendine yetecek şekilde çip üretebilen tek bir yarı iletken tesisi yok.

Para kazanmanın ötesinde bir yarış var

Küresel yarı iletken üretiminin son derece karmaşık ve birbirine bağlı doğası nedeniyle, tedarik zincirindeki aksamalar birçok teknolojik eserin üretiminde güvenlik açıklarına neden oluyor.

ABD, çip tasarımı gibi Ar-Ge ağırlıklı faaliyetlerde başı çekerken, Doğu Asya, sağlam bir altyapıya ve vasıflı işgücüne erişim gerektiren çip üretiminde ön saflarda yer alıyor. Nispeten daha az ustalık ve daha fazla sermaye gerektiren montaj, paketleme ve testte lider bir konuma sahip olan Çin, değer zincirini genişletmek için güçlü bir yatırım yapıyor.

Öte yandan Çin ve ABD, “modern elektroniğin beynini” yapmak için büyük ölçüde Avrupa’ya bağımlı. Hollanda’dan gelen makineler olmadan dünyanın hiçbir yerinde gelişmiş çipler yapılamaz.

Sağlığa yönelik giyilebilir elektronikten araç içi elektronik sistemlere kadar teknolojinin hemen her alanında büyük önem taşıyan yarı iletkenlerin üretilebileceğine inanan ABD, Çin, İsrail, Japonya, Güney Kore, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler ekonomileri için büyük ticari fırsatlar yaratmakta, bu alanda stratejiler oluştururken teşvik sistemlerini kullanmaktadırlar. yeniden yapılanma, milyar dolarlık yatırımlara yol açıyor.

Çin, ABD ve Avrupa’nın “21. yüzyılın petrolü” olarak adlandırılan çip çabasının para kazanmaktan başka nedenleri varken, bilgi işlem gücü ile askeri güç arasında doğrudan bir ilişki kuruluyor.

Ülkeler uyguladıkları kısıtlamalarla yarışta avantaj elde etmeye çalışıyor.

Bir önceki ABD Başkanı Donald Trump döneminde Çin ile başlayan ticaret savaşları çip sektöründeki rekabeti hızlandırırken, geçtiğimiz yıl ABD’de eşi benzeri görülmemiş bir adım atılarak gelişmiş çip üretiminde dünyaya liderlik edildi.

Başkan Joe Biden tarafından 9 Ağustos 2022’de imzalanan “Çip ve Bilim Yasası”, ülkedeki yerli yarı iletken üretimini artırmak için “tek seferlik bir yatırım fırsatı” olarak tanımlanırken, ABD’nin karşı konumunu güçlendireceği kaydedildi. Çin.

Çip üretiminin Çin’e iadesini teşvik eden 280 milyar dolarlık çip yasası kapsamında önümüzdeki 6 ay içinde yarı iletken fabrikalarının kurulacağı ve bu inşa sürecinin tek başına 1 milyondan fazla istihdam yaratacağı ifade edildi.

Sadece milli çip üretimini artırmayı değil, gelişmiş bilgisayar, yapay zeka ve hatta silahlardaki ilerlemelerini engellemek için gelişmiş çiplerin Çin’e satışını sınırlamayı hedefleyen yasa kapsamında birçok yatırım yapıldı.

AB geç de olsa bu alanda yer almak istiyor.

Küresel süper güçler arasındaki teknolojik soğuk savaşta Avrupa da harekete geçti. Avrupa Birliği’nde (AB), üye ülkelerdeki çip üretiminin artırılması için ‘Çip Yasası’ ile 43 milyar avro sağlanmasını içeren bir planda anlaşmaya varıldı.

Japonya ayrıca Çin’e yapılan yarı iletken ihracatı üzerindeki kontrolleri sıkılaştıracak düzenlemeleri duyurdu. Japon hükümeti en erken Temmuz ayında, süper bilgisayarların ve yapay zekanın geliştirilmesi için gerekli son teknoloji yarı iletkenler için üretim ekipmanlarının Çin’e ihracatına ilişkin daha katı düzenlemeler getireceğini duyurdu.

Çin’e yönelik çip kısıtlamalarının ardından Çin, ilk kez ABD’li bir çip üreticisinden satın alımlara da kısıtlama getirdi. Çin’de ABD’li Micron Technologies’e yönelik yürütülen siber güvenlik soruşturmasının ardından şirketin kritik altyapı projeleri yürüten Çinli şirketlere çip ve entegre devre satışı yapması yasaklandı.

Merkezi Kaliforniya’da bulunan çip üreticisi Nvidia’nın yapay zeka çiplerine artan talebin de etkisiyle piyasa değerinin 1 trilyon dolara ulaşması, bu alandaki yarışın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

“İleri teknoloji rekabetin en önemli eksenlerinden biridir”

Radicl Ventures ortağı Rob Toews, konuyla ilgili ABD basınında yaptığı değerlendirmede, dünyanın en değerli ileri teknolojisinin neredeyse tamamının tek bir tesiste üretildiğini ve dünyanın tüm gelişmiş yapay zeka çiplerini Tayvan merkezli TSMC’nin ürettiğini kaydetti.

Olası bir Çin-Tayvan çatışmasının küresel yapay zeka ekosistemini felç edeceğine işaret eden Toews, yapay zeka ekosistemindeki bunca coşku arasında bu gerçeğin buna değmediğini söyledi.

Nvidia, Qualcomm, AMD ve Broadcom gibi dünyanın en bilinen çip firmalarının kendi çiplerini üretmek için TSMC gibi üreticilere güvendiklerini belirten Toews, günümüzde en gelişmiş çiplerini üretebilen 3 firma olduğunu vurguladı.

ABD ile Çin arasındaki gerilimin son yıllarda tırmandığını hatırlatan Toews, küresel güç mücadelesindeki en değerli rekabet eksenlerinden birinin ileri teknoloji olduğunu kaydetti.

Toews, ABD’nin Doğu Asya’daki çip fabrikalarına bağımlılığını azaltmak için attığı adımlara değinirken, TSMC’nin ABD’li yetkililerin baskısı ve cömert sübvansiyonları sonucunda ülkeye yatırım yapacağını açıkladığını hatırlattı.

ABD’nin Tayvan’a ihtiyacı olduğu kadar Tayvan’ın da ABD’ye ihtiyacı olduğunu ifade eden Toews, gelişmiş çip üretiminin ABD topraklarına getirilmesinin yapay zeka sektörünün Tayvan merkezli fabrikalara olan mutlak bağımlılığını hafifletmeye yardımcı olacağını söyledi.

“Çin’in değer zincirinden dışlanması etkisizdir”

Johns Hopkins Üniversitesi’nde Çin ekonomisi üzerine çalışan Zhuoran Li de geçen yıl ABD’nin yarı iletken endüstrisinde Çin ile rekabeti artırdığını ve hükümetin yeni yasalar ve kısıtlamalarla Çin ile teknoloji savaşında öne geçmeye çalıştığını da belirtti.

Çinli firmaların başarısının sırrının genel olarak kaliteli işleri daha düşük fiyatlara üretmek olduğunu savunan Li, Çinli firmaları yerel malzeme tedarik etmeye zorlamanın işin kalitesini baltalayacağını söyledi.

Çin’in başarılı olana kadar deneme yanılma maliyetini karşılayacak kadar kaynağa sahip olduğunun gözlemlendiğine işaret eden Li, ülkenin güvenlik odaklı sanayi politikasının da kısa vadede atılımlara yol açabileceğini söyledi.

Çin’in kritik bir pazar rolüne değinen Li, bu nedenle Çin’i küresel yarı iletken fiyat zincirinden hariç tutmanın etkisiz olacağını kaydetti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu