Sağlık

Yas sürecindeki insanlara nasıl destek olunur?

Tüm ülkeyi kasıp kavuran depremin ardından ne yazık ki birçok insan sevdiğini kaybetmenin acısıyla baş etmeye çalışıyor. Bu kayıp ve yas süreci kişiden kişiye ve birçok faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, kişinin yaşadığı, büyüdüğü çevre ve kültürün etkisi, başkalarıyla bağları, başa çıkma sistemleri, manevi inançları, kaybın nasıl gerçekleştiği, kaybın boyutu, yakınlık ve başa çıkma stratejileri farklıdır. Bilişsel, duygusal ve fiziksel tepkiler yaşamanız normaldir. Ancak aradan ortalama 6 ay geçmesine rağmen sosyal, mesleki ve kişisel işlevselliğin giderek bozulması travmatik yas olarak tanımlanabilir.

Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, yas süreci ve evreleri hakkında şu bilgileri verirken, sevdiklerini kaybeden insanlara gerçek anlamda destek olmanın yollarını da anlattı:

ilk etap

Uyuşma aşamasıdır. Sevdiği kişinin hayatını kaybettiğini öğrenen bireyin ilk tepkisi şok olur ve sevdiği kişiyi kaybettiğini kabullenemez, boşluğa düşer ve hayal kırıklığına uğrar. Reddetme ve onaylamama normaldir. Bu aşama birkaç saatten birkaç haftaya kadar sürebilir. Kişi kendini iyi hissetmekten korkabilir, kendini suçlu hissedebilir. Öfkesini etrafına yansıtabilir. Sakinleşmekte güçlük çekebilir veya normalden daha tepkisiz olabilir.

İkinci aşama

Birkaç ay veya birkaç yıl sürebilen kayıp kişiyi özleme ve arama aşamasıdır. Kaybın ardından kişi gerçekleri daha doğru algılamaya başlar. Kişi dışarıda gördüğü kişiyi, konuşmasını, davranışını veya görünüşünü kaybetmiş kişiyle karşılaştırır. Yas tutan kişi iki zihinsel durum arasında gidip gelir. Özlem ve acı. Özlem duygusu, hayatını kaybeden kişiyi arama davranışını da beraberinde getirir.

üçüncü aşama

Ruhsal çöküntü ve umutsuzluk aşamasıdır. Kişi, teselli eden kişinin hayatını kaybeden kişiyi umursamadığını düşündüğü ve bu durumu kabul ettiği için kendisini teselli eden kişilere düşmanlık besleyebilir. Hatta bazı durumlarda kişinin ölümünden kendisinin sorumlu olabileceğini bile düşünebilir. Böyle bir durumda yas tutan kişi teselli değil, kayba saygı bekler.

dördüncü aşama

İyileşme aşamasıdır. Yas tutan kişi artık olumsuz duygulara karşı daha güçlüdür. Öfkesini kontrol edebilir, hayatının eskisi gibi olmayacağını kabul edebilir, daha fazla empati kurabilir ve hayatını düzene sokabilir. Kaybedilen kişinin yokluğu kabul edilir ve rutin hayat başlar. Bu sırada sosyalleşme gerçekleşir ve yeni beceriler kazanılır. Bu süreç sadece yaranın güzelleştirilmesi ya da güzelleştirilmesi aşaması değildir. Kişi yeni durumunda daha önce sahip olduğu şeyi sürdürmeye başlar. Yeni gerçekliğe uyum sağlamaya çalışır.

Çocuklar yas sürecini nasıl yaşarlar?

 

3-5 yıl: Değişen yaşam koşulları ve bozulan sistem, çocukların uyum sorunları yaşamasına neden olmaktadır. Özellikle bu yaş grubunda doğal afetin etkisiyle temas halinde bir kaygı, şaşkınlık ve güvensizlik hali oluşur.

6-11 yaş: Bu yaş grubundaki çocuklar olayları rasyonel bir şekilde yorumlayabilecek olgunluğa erişmeye başlarlar. Yetişkinlerin de afetlere karşı savunmasız ve zayıf olduklarını görerek onlara olan güvenlerini kaybedebilirler.

Kayıp yaşamış ve yas sürecinde olan bireyleri desteklemenin yolları

 

  • Dikkatli konuşma, sakince ve dikkatli bir şekilde sözcükleri seçerek, yavaş konuşarak ve uygun zamanlarda sessizliğe izin vererek yapılmalıdır.
  • Kayıp kişinin mahremiyeti sağlanmalıdır. Ona her zaman destek olmak için baskı yapmamak ve bunaltmamak gerekir.
  • Eline veya omzuna hafif bir dokunuşla veya yanına oturularak kişinin önemli olduğu vurgulanabilir.
  • Yasın istenilen ortamda yaşanmasına izin verilerek kanunun verdiği tüm davranışlar kabul edilmeli ve verilen tepkilerin bireysel olduğu unutulmamalıdır.
  • Yıkıcı ve yıpratıcı bir felaketin ardından 4-6 haftaya kadar isteksizlik, halsizlik, bunalım hali olabilir. Bu sürecin normal olduğunu unutmamalıyız. Mümkünse bu süreci sevdiklerimizle birlikte geçirmeye çalışmalıyız.
  • Elbette bu felaketle ilgili aklımızda fikir ve duygularımız olacak. Ancak dış etkenlerden aldıklarımız bizi yordu. Bir süre depremle ilgili haberleri sınırlandırarak günlük hayata odaklanmalıyız.
  • Kişinin duygularını yaşamasına izin verilerek, kaybının farkına varması ve yasını ifade etmesi için uygun ortam sağlanmalıdır.
  • Duygusal karmaşanın normal olduğu kabul edilmelidir. Kişinin kayıp öncesi ve sonrasındaki davranış değişiklikleri vurgulanmamalıdır.
  • Sakin, yaslı ve inançlı bir ortam sağlanmalıdır. Böyle zamanlarda kişinin yanında olmaktansa sohbetlerin daha az önemli olduğunu unutmamalıyız.
  • Bir yakınını kaybeden kişinin, kaybettiği kişiyle bağlarını sürdürmenin yollarını bulmasına yardımcı olmak çok değerlidir.
  • Daha önce kaybetmiş biriyle konuşmak, yas tutan kişiye çok uygun gelecektir. Kişi anlaşıldığını düşünerek kendini daha iyi hissedebilir.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu